14 Kasım 2012 Çarşamba

Bilmiş

Az şey bilirken ne kadar da mutluydum. Umutluydum. Öğrendikçe söndü hayallerimin havası, çabalarım her geçen gün biraz daha soldu. Umut kelimesinden bahsedenlerle dalga geçer hale geldim. Oysa bir zamanalar dövmesini bile yaptırmıştım. Çok bilmek iyi değil. Ağaçların gövdelerine sürülen kirecin böceklerin tırmanışlarını engellemesi gibi bilmek de benim umutlarımın tırmanışlarını engelledi - kökünü kuruttu. Evet itiraf ediyorum, başkaları benimle aynı olan hayallerinin, umutlarının peşinden koşunca kıskanıyorum. Hele ki başardıklarını gördükçe... "Ben daha iyisini yapardım!" diyorum bir anlığına can havliyle. Sonra anlıyorum ki benden daha iyisini yapamadığını düşündüklerim benim hiçbir zaman yapamadığımı zaten yapmış. Açılan kapılardan içeriye sadece gözünün ucu ile bakıp korkar ve kaçarsan işte sonra en ufak şeyde bile canın acır. İçine taş gibi oturur yaşamadıkların, başaramadıkların, kaybeden oldukların. Bazen bir fotoğrafta, bazen bir anıda, bazen tanıdık bir suratta, bazen sıradan bir mekanda...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder